Ülkücü İşçiler Derneğimizin Tarihçesi

ÜLKÜCÜ İŞÇİLER DERNEĞİ (KURULUŞ TARİHÇESİ)

1950 Yılından evvel Sovyetler Birliği Boğazlar üzerinde imtiyaz ile Kars ve Ardahan’ı resmen Türkiye’den istemiş, elbette bu teklifi reddeden o günkü iktidar ülke savunmasını  güçlendirmek maksadıyla NATO’ya girmek istemiş, önce kabul edilmemişse de sonradan. Birleşmiş Milletler Komutasında KORE’deki üstün başarılarından dolayı kabul edilmiş idi, Askeri yolla Türkiye’ye giremeyen Sovyetler yeni bir plân sahneye koyacaktı.

 

      Sovyetler Birliği güdümündeki TKP (Türkiye Komünist Partisi) Türkiye’ye işçi sınıfı iktidarını getireceğiz maskesi arkasında, Ankara’yı Moskova’ya bağlamak maksadı ile faaliyetlerine 1963 den sonra yeni bir safha başlatmış ve çalışmalarını artırarak bir yanda gençlik kesiminde teşkilatlânmasını üniversitelerde hakim hale getirirken öte yanda, 1967 yılında Disk vasıtası ile işçi kesiminde radikal bir teşkilatlanmayı sayısal olarak az da olsa eylemci ve etkin bir hale getirmiş idi.

 

      Aynı yıllarda rahmetli A.Türkeş'in CKMP Genel Başkanlığına seçilmesinden sonra entellektüel Türkçülük hareketi sahaya inmiş, 1967’de genç ülkücülerle başlayan ülkücü teşkilatlanma bir yanda Sovyetler destekli komünist saldırısına karşı vatanı müdafaa ederken öte yandan Türk Devletini Milliyetçi iktidarla takviye etme düşüncesiyle siyasi mücadeleyi başlatmışlar idi (Ülkücülerin bu şanlı mücadelesi sonucu Sovyetler Anadolu’yu ele geçirip sıcak denizlere inemediklerinden dolayı bir müddet sonra dağılma sürecine de girdiler).

 

      Bu zaman dilimi içerisinde Rahmetli Dündar TAŞER beni yanına çağırarak ( O sırada Genç Ülkücüler Teşkilatı Genel Başkanlığı görevini Muhittin ÇOLAK  beye devir etmiş idim.) TÜRK-İŞ’e bağlı Şeker –İş Sendikasında eğitim Md. Kâmil TURAN beyin yanında eğitim uzmanı olarak göreve başlamamızı istedi ve işçi meseleleriyle alakalı yazıları muhakkak okumam gerektiğini de ikaz etti  o zamanlar partide görevli Yol İş Sendikasından Mesut KAHRATLI, Türk Metal Sendikasından İ.Avni ÇARŞANCAKLI, Basın-İş Sendikasından İsmail ÖZKAN beylerle istişare ettik.

 

      Şeker-İş Sendikasının eğitimlerini vesile addederek Türkiye’nin bir hayli kısmındaki işyerlerini gezerek birçok fabrikada Kâmil TURAN beyin yönetiminde eğitim çalışmaları yaptık ve bu arada bol bol okudum.

 

      1970’li Yıllarda artık iktidar olma zamanının geldiğine inanan TKP, bütün gücüyle gençlikteki militanlarıyla önce üniversitelerin büyük bir çoğunluğunu işgal etmiş ele geçirdikleri okullarda kendilerine itaat etmeyenleri okula sokmamış, öldürmüş ve zulmetmiş (Süleyman ÖZMEN, Yusuf İMAMOĞLU ve Dursun ÖNKUZU ilk şehitler olarak tarihe geçmiştir) ve akabinde banka soygunları, silahlı eylemlerle sokağa dökülmüşler idi.

 

     Bu militan gençlik eylemlerine paralel olarak Disk’in yönetimindeki sendikalar kanunsuz grev ve işgâllere başlayarak işçiyi sokağa dökmüşler idi, önemli bir olayda komünist gençlik teşkilatlarının önderliğinde Disk’e bağlı sendikaların organizesiyle 1970 yılının 15-16 Haziranında İzmit’ten İstanbul’a kadar olan bölge yürüyüşlerle başlayan eylemlerle arkasından işgale dönmüş kısacası kızıl bir ihtilal provası yapılmış, İstanbul’daki Türk-İş binası basılmış komünist eylemciler vasıtasıyla tahrip edilmiş idi.

 

      Bu sırada Dündar TAŞER aradı Rahmetli Seyfi DEMİRSOY’un beni beklediğini söyledi bir kaç arkadaşımla beraber Türk-İş’e gittim kendisi İstanbul’daki Türk-İş binasının tahribinden duyduğu üzüntüyü ifade etti, ertesi gün Kızılay’daki Türk-İş binasının önünde arkadaşlarımızla beraber toplandık MKE, Şeker ve daha birçok fabrikalardan gelen Türk-İş’e bağlı işçilerle birlikte Ulus Rüzgârlı sokaktaki DİSK temsilcilik binası önüne giderek İstanbul’da yapılan saldırıyı protesto ettik, İşçilerin bir kısmı içeri girerek (İstanbul’daki olaya tepki olarak) Disk binasını tahrib etti ve tabelâsını indirerek yaparak Türk-İş’in önüne döndük ve Disk’in tabelasını da kırık bir vaziyette Türk-İş binasının önüne bıraktık.

 

      Bu olaylarda Yapı-İş sendikası genel başkanı Süreyya DENİZLİ yanıma gelerek, sendikasının komünistler tarafından işgâl edildiğini; sendikasının arabası kullanılarak, Akay cad. İş Bankası şubesinin soyulduğunu, sendikanın komünist eylemlerde kullanıldığını ifade ederek sendikasının komünist işgalcilerden kurtarılması yönünde bizden yardımcı olunmasını talep etti. Bunun üzerine bir kısım arkadaşla birlikte Necatibey caddesindeki sendika binasına gittik, işgâlcı komünistleri oradan uzaklaştırdık. Sendikanın Yönetim Kurulu kararıyla bir kısım arkadaşlarımızla birlikte sendikada görev aldık ve orada uzun müddet kaldık, buradaki arkadaşlarımızla birlikte yurt sathındaki muhtelif işçi faaliyetlerinde özellikle taraf olduk.

 

      Bilâhare Dündar TAŞER sendika binasında bizi ziyaret etti, bu yapmakta olduğumuz mücadelenin bir resmi teşkilatı olması gerektiğini ifade ederek, bize ÜLKÜCÜ İŞÇİLER BİRLİĞİ’Nİ kurmamızı temin etti.

 

     Önce 15-16 Haziran olayları ile ilgili bir kitapçık neşredildi, arkasından bildirilerle Türkiye’ye açıldı ve “işçi” adıyla bir gazete yayınlanmaya başlanıldı. En önemli teşkilatlanma MKE’de kısa zamanda gerçekleşti, Seydişehir mücadelemizde Ünye’li Hasan KADIOĞLU’nu şehit verdik. Bursa’da  ise Ülkücü İşçiler Derneği Kırıkkale Şube başkanı Baki YEŞİLOĞLU’nu şehit verdik. ÜLKÜCÜ İŞÇİ HAREKETİ, Türkiye’nin her işyerinde ciddi anlamda mücadelesini verdi.  Bu uğurda mücadele veren arkadaşlarımızı kutluyor, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

 


 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol